İsrail şu ana kadar ağırlıklı olarak ülkenin güneyine, Beyrut banliyölerine ve doğuda Bekaa vadisine saldırdı.
Lübnan Kızıl Haçı'na göre, İsrail'in Pazartesi günü kuzey Lübnan'daki bir apartmana düzenlediği hava saldırısında en az 21 kişi öldü.
İsrail ordusu saldırıyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmazken, asıl hedefin ne olduğu belli değil.
Saldırı, yerinden edilmiş ailelerin yaşadığı Aito köyündeki küçük bir apartmanı hedef aldı. Köy, Hizbullah'ın güney ve doğudaki nüfuz alanlarından uzakta, ülkenin kuzeyindeki Hıristiyan topluluğunun bir parçası.
Bu ayın başlarında İsrail, güney Lübnan'daki 27 köyü Awali Nehri'nin kuzeyini boşaltmaları konusunda uyardı. Talimatlarda “Hayatınızı kurtarın” yazıyordu.
Tahliye uyarıları İsrail'in Gazze'deki sivillere yaptığı uyarılara çok benziyor. Uyarılar genellikle insanlardan evlerini derhal terk etmelerini ister ve ardından gece saldırıları yapılır.
BM insan hakları departmanı, Lübnan topraklarının dörtte birinin tahliye emri altında olduğunu söyledi. Lübnan hükümeti, ülkede şu ana kadar en az 1,2 milyon kişinin yerinden edildiğini duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca İsrail'in tahliye emri çıkarma kararını da eleştiriyor. Genel Sekreter Agnes Callamard, bunun “bunun kitlesel göç için gerekli koşulları yaratmayı amaçlayıp amaçlamadığı konusunda soruları gündeme getirdiğini” söyledi.
İnsan hakları grupları, İsrail'in hava saldırıları öncesinde yaptığı uyarıların yetersiz ve bazen yanıltıcı olduğunu söylüyor.
İsrail'in Pazartesi sabahı Gazze'deki El Aksa Şehitleri Hastanesi'nin avlusuna düzenlediği hava saldırısı, yakındaki bir çadır kentte yangına yol açtı ve dört kişi öldü. İki düzineden fazla kişi ciddi yanıklarla hastaneye kaldırıldı.
İsrail ordusu saldırıda Hamas militanlarını hedef aldığını açıkladı ancak herhangi bir kanıt sunmadı.
İlk saldırının ardından çok sayıda patlama daha duyuldu ancak bunların silahlardan mı yoksa yakıt tanklarından mı kaynaklandığı henüz bilinmiyor.